Bugün Fransızcanın B1 seviye bir metnini hep birlikte işleyeceğiz. Biliyorsunuz daha önceki yazılarımızda Fransızcanın A1 ve A2 seviye metinlerini işlemiştik ve şimdi de bu serimize devam ediyoruz. Bugün de Fransızcanın B1 seviye bir metnini en ince ayrıntısına kadar sizlere göstererek işleyeceğiz.
Fransızca B1 Seviye Çeviri Yapmak
A1 seviyeyi işlediğimiz metinde Fransızcanın sadece şimdiki zamanını ve en temel konularını görüyorduk. A2 seviyesinde yaptığımız çeviride ise Fransızcanın geçmiş zaman ve gelecek zamanlarına yavaştan giriş yapmıştık arkadaşlar. Aslında Fransızca seviyeleri de bu şekilde zaten. Bugünkü yapacağımız B1 seviye metin çevirisinde ise B1 seviyesinde karşımıza çıkan subjonctif, conditionnel passe, conditionnel présent zamanlarını da sizlere göstereceğim.
Eğer ki seviyeniz B1 veya daha üzeriyse bu çeviriyi benimle birlikte kolayca yapabiliyor olmanız lazım. Eğer ki seviyeniz B1’den daha aşağı ise merak etmeyin yanlışlarınız olabilir moral bozmak yok, önemli olan öğrenmek. Ve neden metinde mesela bu sözcüğün yazıldığını, bu cümlenin yazıldığını öğrenebilirsiniz. Biliyorsunuz ki biz eğitimimizde sizi Fransızcanın B2 seviyesine kadar getirmiş oluyoruz. Ben eminim ki bizim eğitimimize katılmış ve eğitimimizi sonuna kadar izlemiş olan arkadaşlarımız bu yapacağımız çeviriyi benimle birlikte kolayca yapabiliyor olacaklar. Metnimizi öncelikle okuyalım ve daha sonra cümle cümle ayırarak ayrıntılı bir şekilde tek tek çevirerek inceleyelim.
Fransızca B1 Seviye Örnek Metin
Bienvenue à la plus grande fête foraine! Pour profiter pleinement des spectacles et des jeux, il faut que vous ayez un ticket Passe-Partout. Vous auriez dû l’acheter au guichet N°13. Si vous n’avez pas de ticker passe- partout, vous pourrez acheter des tickets pour chaque spectacle séparément. Mais si vous aviez un ticket passe-partout, vous pourriez faire toutes les activités présentes dans cette fête foraine. Nos visiteurs les plus fidèles ont toujours leur ticket passe-partout. Vous aurez plein de souvenir à reconter à vos proches quand vous serez rentrés chez vous!
Böyle bir metnimiz var arkadaşlar. Anlayacağımız kadarıyla bu metinde bir fête foraine’den bahsediyor. Yani bir lunaparktan bahsediyor. Lunaparkın tanıtımını yapmışlar. Lunaparktan alacağımız olan bir biletin ne işimize yarayacağını anlatmışlar.
Şimdi her cümleyi tek tek, parçalarına bölerek işleyelim.
Bienvenue à la plus grande fête foraine! Bienvenue hoş geldiniz demektir. Şimdi bienvenue’den sonra ne yazılmış? Nereye hoş gelmişiz? À la plus grande fête foraine. Burada eğitime katılan arkadaşlarımız bilecektir à la plus grande dediğimiz zaman, aslında bu Fransızcanın kuralıdır. Bu kuralın ismi superlatif’tir. Yani bizim burada la plus grande dememizin sebebi grande Fransızca’da büyük demektir, fête foraine ise lunapark demektir. Ama biz burada la plus grande dediğimiz için bu cümleye ‘en büyük’ anlamını katmıştır. Superlatif konusu Fransızcada cümlelere enlik anlamı katar. Burada ‘à la plus grande fête foraine’ dememizin sebebi ise ‘en büyük lunapark’ anlamı katmıştır cümleye. En büyük lunaparka hoş geldiniz! Olarak çevirelim bunu.
Pour profiter pleinement des spectacles et des jeux. Pour için anlamına geliyordu. Şimdi burada Türkçemiz ile çok benzer bir anlatım şekli var, bir kural var aslında. Biliyorsunuz ki ben sizlere Fransızcayı anlatırken en çok dikkat ettiğim konu anlattığım konuların Türkçe ile özdeşleşmesi arkadaşlar. Eğer ki Fransızca bir konuyu veya cümleyi Türkçemizle özdeşleştirerek anlıyorsanız; bu anladığınızı da ömür boyu unutmazsınız. Bunun da altını çiziyorum. Türkçeyle özdeşleştirerek anlarsanız ömür boyu asla unutmazsınız.
Bakın şimdi burada Türkçeyle özdeşleştirerek sizlere bir şey anlatmak istiyorum.
Türkçemizde ‘için’ sözcüğünü kullandığımız zaman ve cümleye bir fiil eklediğimiz zaman o fiili çekmiyoruz .Mesela ‘yemek için’, ‘gitmek için’, ‘gelmek için’… ne yapıyoruz burada? Yemek, gitmek, gelmek fiillerini hiçbir şekilde çekmiyoruz. İçin sözcüğünü kullandığımız için. Burada da aynı kural var. İçin sözcüğünü yani pour sözcüğünü kullandığımız için Pour profiter diyoruz arkadaşlar. Profiter kelimesi ise Fransızcada yararlanmak demektir. Pour profiter pleinement des spectacles et des jeux. Pleinement ise dolu dolu demektir. Plein Fransızcada dolu demektir, pleinment ise dolu dolu anlamına gelmektedir. Des spectacles et des jeux, gösterilerden ve oyunlardan dolu dolu yararlanmak için, ne yapmak lazımmış?
Il faut que vous ayez un ticket Passe-Partout. İşte cümlemiz burada arkadaşlar. Ne lazımmış? Il faut kelimesi -bir önceki çevirimizde de bunu size göstermiştim- Fransızcanın en özel diyebileceğimiz, en değişik fiillerinden bir tanesidir. Bu fiil cümleye zorunluluk katar. Zorunluluk ya da gereklilik katar. Il faut que, ne zorunluluğumuz varmış, neye gerekliliğimiz varmış? Vous ayez un ticket Passe-Partout, burada da Fransızcadaki başka bir kural karşımıza çıkıyor. Biz cümlede il faut fiilini kullanıyorsak sonrasında gelecek olan cümleyi normal bir şekilde yazamayız. Il faut kullandığımız zaman sonrasında gelecek olan cümleyi Fransızcanın subjonctif zamanında yazmamız lazım. Bu da bir kuraldır ve biz subjonctif’i Fransızcanın B1 seviyesinde görüyoruz. Yani siz B1 seviyesinde değilseniz; subjonctif zamanını henüz görmemişsinizdir.
Burada bir subjonctif zamanımız var.
Vous ayes, ayez; avoir fiili nin vous ile çekiminin subjonctif zamanında yazılmış halidir. Biliyorum böyle anlatınca çok karmaşık geliyordur size ama merak etmeyin. Siz Fransızcayı basamak basamak öğrendiğiniz zaman; yani yavaş yavaş, olması gerektiği gibi öğrendiğiniz zaman ve bu konuya geldiğiniz zaman aslında bu konular çok kolay geliyor size artık. Çünkü bu konuların öncesinde işlenen bütün konuların hepsini öğrenmiş, bilmiş oluyorsunuz. Bizim gayemiz buydu aslında. Sizlere Fransızcayı basamak basamak öğretebilmek. Yani sizi bir anda A1 seviyesinden alıp B2 seviyesine çıkarmak değil arkadaşlar.
A1 seviyesinde başlayıp yavaş yavaş yükselerek önce A2’ye, daha sonra B1’e, daha sonra B2’ye çıkartmak. Ve bunu yavaş yavaş yapıyoruz, acelemiz yok. Il faut zorunluluk, que vous ayez un ticket Passe-Partout. Bir tane ticket’ye yani bir tane bilete sahip olmamız lazımmış ve bu biletin ismi Passe-Partout’ymuş. Bunu tam olarak Türkçeye çevirmek istersek; Passe-Partout’nun anlamı ‘her yerde geçer’dir. Yani bu cümleyi biz ‘her yerde geçen bilete sahip olmanız gerekmektedir. Devam edelim.
Vous auriez dû l’acheter au guichet N°13.
Burada da karşımıza Fransızcanın B1 seviyesinde işlediğimiz bir zaman çıkıyor. Bu zaman ‘conditionnel passe’ zamanıdır. Vous auriez dû l’acheter au guichet N°13. Bu bileti 13 numaralı gişeden almanız gerekirdi. Bakın arkadaşlar ‘almanız gerekirdi’ diyor. Burada geçmiş zamanda bir kondisyon sunuyor bize, geçmiş zamanda bir gereklilik sunuyor bize. Vous auriez dû l’acheter au guichet N°13. 13 numaralı gişeden almanız gerekirdi. Gördünüz mü arkadaşlar? Conditionnel passe zamanı cümleye geçmiş zamanda olan ve bir koşul sunan cümleleri kurmak için kullanıyoruz.
Si vous n’avez pas de ticker passe- partout. Burada olumsuz bir cümle kullanmışız. Çünkü ‘ne pas’ kelimeleri var burada ve başında da si kullanmışız arkadaşlar. Si cümleye ‘eğer ki’ anlamı katıyordu. Neymiş, eğer ki – vous n’avez pas de ticker passe- partout- elinizde her yerde geçen bir bilet yoksa; vous pourrez acheter des tickets pour chaque spectacle séparément. Ne yapıyormuşuz eğer elimizde her yerde geçen bir biletimiz yoksa? Vous pourrez acheter, acheter arkadaşlar Fransızcanın ‘satın almak’ fiilidir. Vour pourrez ise pouvoir fiilinin gelecek zaman kipiyle çekilmiş halini kullanmışız. Yani futur simple samanıyla kullanmışız. Pouvoir fiili cümleye -bilmek anlamı katmaktadır.
Yani biz pouvoir fiilini cümlelerde yapabilmek, gidebilmek, satın alabilmek anlamı katması için kullanıyoruz.
Vous pourrez acheter des tickets, biletleri satın alabilirsiniz. Nereden satın alabilirmişiz biletleri veya ne için alabilirmişiz? Pour chaque spectacle séparément, pour neydi arkadaşlar? ‘İçin’di. Chaque ise ‘her’ demektir. Séparément ise ayrı ayrı anlamına gelir. Yani ne diyor burada? Eğer ki elinizde bir her yerde geçen bilet yoksa; vous pourrez acheter des tickets pour chaque spectacle séparément, yani her gösteri için ayrı ayrı bilet satın alabilirsiniz diyor.
Mais si vous aviez un ticket passe-partout. Bakın burada ‘mais’ kullanılmış. Mais ama demektir. Mais si vous aviez un ticket passe-partout. Bakın burada tekrardan si kullanılmış, eğer ki kullanılmış. Yani ne diyor bu cümlede? Yani eğer ki diye başlıyor. Yani eğer ki vous aviez un ticket passe-partout, eğer ki elinizde her yerde geçen bir bilet olsaydı diyor. Avier Imperfait zamandır. Imparfait zamanı; geçmiş zamanda olan ve süreklilik gösteren olayları söylüyoruz. Mesela ‘su içiyordum’, ‘eve geliyordum’ veya ‘yemek yiyordum, ‘Fransızca çalışıyordum’ cümlelerini kurmak için biz Imparfait zamanını kullanıyoruz.
Mais si vous aviez un ticket passe-partout dediğimiz zaman;
ama eğer ki her yerde geçen biletiniz olsaydı, vous pourriez faire toutes les activités présentes dans cette fête foraine. Elimizde her yerde geçen bir biletimiz olsaydı ne yaparmışız arkadaşlar? Burada conditionnel présent zamanını görüyoruz. Vous pourriez conditionnel présent zamanıdır. Şimdiki zamanın koşul bildirmesidir. Vous pourriez faire toutes les activités, bütün aktiviteleri yapabilirdiniz. Hangi aktiviteleri yapabilirdik? présentes dans cette fête foraine, bu fuarda bulunan bu lunaparkta bulunan bütün aktiviteleri yapabilirdiniz diyor.
Nos visiteurs les plus fidèles ont toujours leur ticket passe-partout. Nos visiteurs, bu kelime grubunu birlikte çevirelim. Visiteurs ziyaretçi demektir. Nos visiteurs diyorsak ‘bizim ziyaretçilerimiz’ anlamına gelmektedir. Nos cümleye ‘bizim’ anlamı katmaktadır. Buna biz adjectif possessif diyoruz Fransızcada. Neymiş bizim ziyaretçilerimiz? Nos visiteurs les plus fidèles diyoruz. Burada yine en başta gördüğümüz kuralı görüyoruz. À la plus grande fête dedik ya en başta, neydi bu à la plus grande fête? En büyük lunapark demekti, öyle değil mi? Burada ise nos visiteurs les plus fidèles diyoruz. En çok bağlı veya en çok sadık ziyaretçilerimiz anlamına gelmektedir.
Fidèles sadık demektir,
les plus fidèles ise ‘en sadık’ anlamına gelmektedir. Toujours ise ‘her zaman’ demektir. Leur ticket passe-partout, leur ise yine nos gibi bir adjectif possessif’tir. Onların anlamına gelmektedir. Leur ticket passe-partout. Yani bu cümleyi biz şu şekilde çevirebiliriz; bizim en sadık ziyaretçilerimizin her yerde geçen biletleri vardır diyor. Yani burada şöyle demek istiyor; siz gelip bizim lunaparkımızı ziyaret ediyorsunuz ama bizim lunaparkımızı yıllardan beri ziyaret eden ve lunaparkımıza sadık olan müşterilerimiz, ziyaretçilerimiz her geldiklerinde ticket passe-partout alırlar diyor, her yerde geçen bilet alırlar diyor.
Ve son cümlemiz ise; Vous aurez plein de souvenir à reconter à vos proches quand vous serez rentrés chez vous! Burada da Fransızcanın farklı bir zamanını göreceksiniz. Öncelikle şu cümleyi çevirelim. Aurez, Fransızcadaki avoir fiilinin yani sahip olmak fiilinin futur simple ile çekimidir. Vous aurez diyoruz arkadaşlar, bir şeyimiz olacakmış bizim. Neymiş? Plein de souvenir, souvenir hatıra anlamına geliyor. Bir sürü hatıramız olacakmış. Ne hatırası? À reconter à vos proches, à reconter anlatmak, proches ise yakınlarınız anlamına gelmektedir. Yani burada ne diyor? Yakınlarınıza anlatabileceğiniz bir sürü hatıranız olacak diyor.
Ne zaman hatıramız olacakmış?
Quand vous serez rentrés chez vous. Burada ise başka bir zamanımız var. Bu da bir futur zamanı ama diğerinden farklı. Biz Fransızcada bu zamana Plus-que Parfait diyoruz. Plus-que Parfait’nin anlamı; gelecek zamanda olmuş ama bitmiş cümlerden bahsetmek için kullanıyoruz. Yani; vous serez rentrés chez vous dediğimizde, evinize gittiğiniz zaman anlamına geliyor. Yani evinizde olduğunuzda, yani evinize gitmişsiniz ve bitmiş. Bunu anlatmak için söylüyor. Yani bu cümleyi çevirmek istersek; evinize gittiğiniz zaman yakınlarınıza anlatabileceğiniz bir sürü hatıranız olacak şeklinde çevirebiliriz bu cümleyi arkadaşlar
B1 seviye bir metni parçalarına bölerek çevirdik. Eğer ki seviyeniz B1 ise, bunu benimle birlikte yapmış olmanız gerekiyordu. Ama seviyeniz B1 değilse tabii ki de bunu yapmakta zorlanabilirsiniz. Çünkü bu gerçekten Fransızcanın B1 seviyesindeki bir çeviriydi.. B1 seviyesinde gördüğümüz zamanları ve konuları içeren bir metindi. Eğitime katılan arkadaşlar; umarım sizler bu metni en kolay ve en doğru şekilde yapabilmişsinizdir.
Sizler için kurduğumuz ücretsiz eğitimimize katılabilirsiniz arkadaşlar. Ücretsiz Fransızca eğitimi mizde bizim diğer kapsamlı eğitimlerimizde bulunan videoların, egzersizlerin ve dokümanların bazıları bulunmaktadır. Kapsamlı eğitimlerimize katılmadan önce bir ücretsiz eğitimlerimize katılırsanız ve eğitimlerimizi beğenirseniz, eğitimlerimizden yüksek verim almayı düşünüyorsanız o zaman kapsamlı eğitimimize katılabilirsiniz.